Kalori Nedir?

Kalori, her yiyeceğin yakıldığında çıkardığı ısı miktarına göre içinde barındırdığı enerji birimidir. Fakat yiyecekler vücudun içinde yakılarak değil, metabolik olaylar sonucunda enerjiye çevrilir. İdeal koşullarda, tamamen sağlıklı bir bireyde, sindirim doğru işliyorsa, hormonlarda bir sorun yoksa, hücreler düzgün çalışıyorsa ve yiyecek işlenmemiş bir besin kaynağı ise, vücut her yiyecekten sorunsuz bir şekilde enerji çıkartabilir ve bu enerji hücreler tarafından kullanılır. Fakat günümüzde modern yaşamda bu koşullarda yaşayan ve beslenen bir birey olmak neredeyse imkansızdır. Bu sebeple kilo alma ve verme sürecinde kaloriye ek olarak stress, uykusuzluk, sindirim problemleri, işlenmiş yiyecekler ve insulin rezistansı da göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Stres, Uykusuzluk ve Sindirim Problemleri

Stres, uykusuzluk ve sindirim problemleri, ‘sindirim’ çatısı altına alınabilir. Çünkü uykusuzluk bir stres kaynağıdır ve kronik stres, sindirim problemleri yaratır. Stres, uykusuzluk veya sindirim problemlerinin hepsi bağırsaktan sindirimi aksayan yiyeceklerle sonuçlanır. Bunun en büyük sebebi stresliyken vücudun öncelikli olarak sindirimi aksatmasıdır. Evrimde stresli bir anda sindirimden daha önemli işler vardır; beyin, akciğer ve iskelet kaslarını kullanarak hayatta kalabilmek. Stresli iken daha hızlı nefes alma, beyinde yarışan düşünceler ve hiperaktif kaslar devrededir. Bu durum sindirimi öncelik olarak arka plana atar. En nihayetinde vücuda giren yiyecekler düzgün sindirilemez ve mükemmel bir sistemden bekleyeceğimiz kalori hesabı gerçekle örtüşmez.

 

İşlenmiş Yiyecekler

İşlenmiş yiyeceklerin varlığı da kalori hesabının tutmaması için bir sebeptir. İnsan vücudunun enerji üretebileceği besin kaynakları bellidir ve bunlar doğadaki yiyeceklerdir. Besinlere eklenen katkı maddelerinin kalorileri belli olsa bile doğal olmadıkları için enerji üretiminde soruna sebep olabilir. Bu maddeler vücudun doğal besin kaynağı olmadığı için, kalori dengesine olumsuz etki eder.

 

İnsülin Rezistansı

İnsülin rezistansının varlığı da kalori saymanın önemini azaltan bir durumdur. Bunun en büyük sebebi insülinin vücuttaki komutunun ‘yağ depola’ olmasıdır. Yani yüksek insülinli bir vücudun kilo vermesi çok zordur. Gerekirse kişi enerjisizlikten baygın düşsün, insülin yüksek ise yağ yakımı gerçekleşmez. Normal bir senaryoda insülin gün boyu dalgalanır. Yemek yedikten sonra artar, açken azalır. Başta yağ hücreleri olmak üzere tüm hücrelerin bu dalgalanmaya cevap vermesi gerekir. Bu senaryonun kötüye gitmesi, sürekli yeme halinde olunması ve glisemik indeksi yüksek işlenmiş karbonhidratlar tüketilmesiyle başlar. Bu durumda vücuttaki insülin sürekli olarak yüksek kalır. Sürekli yüksek olan insülin de hücrelerin git gide insüline duyarsızlaşmasına sebep olur. Bu sefer daha fazla insülin salgılanmaya başlar. Bu kısır bir döngüdür ve içinden çıkılmadığı takdirde düşük kalorili beslenilse bile kilo kaybını engeller.

 

Kalori Saymak veya Saymamak

Kalori saymak hem kilo vermede hem kilo almada tek başına bir çözüm sunmayabilir. Bunun en büyük sebebi vücudun enerjiyi besini yakarak değil, besinleri metabolik olaylardan geçirerek çıkarmasıdır. Bu metabolik olaylara da stres, uykusuzluk, sindirim problemleri, işlenmiş yiyecekler ve insulin rezistansı oldukça etki eder. Bu sebeple kilo almak veya kilo vermek için kalorinin ötesinde bu konular da göz önünde bulundurulmalıdır.

Kategori: